“Disputer” ve “Discuter” fiilleri “tartışmak” anlamında kullanılmaktadır. Ancak bu iki fiilin arasında bir fark vardır. “Disputer” fiili daha çok itiraz ve anlaşmazlık içerir. “Discuter” fiili ise, herhangi bir konu üzerinde müzakere etmeyi içerir.
Se disputer:
Synonyme : argumenter, se quereller, débattre, contester
Tartışmak fiilinin içinde öfke veya anlaşmazlık unsurları barınmaktadır.
- Hier, ma mère s’est disputée avec mon père. Ils ne se parlent plus ! (Dün annem babamla tartıştı. Artık konuşmuyorlar!)
- On s’est disputés avec ma copine. Elle m’a fait la tête pendant un mois. Mais, on s’est réconciliés. (Kız arkadaşımla kavga ettik. Bir ay boyunca bana küstü. Ama barıştık.)
- Quand les enfants se disputent, les parents ont souvent envie de protéger le plus jeune et de gronder l’aîné. (Çocuklar tartıştıklarında, ebeveynler genellikle en küçükleri korumak ve en büyükleri azarlamak isterler.)
- Il est normal de se disputer dans un couple. Mais, la première erreur est d’éviter la dispute. (Bir ilişkide tartışmak normaldir. Ancak en büyük hata, tartışmadan kaçınmaktır.)
Se Discuter:
Synonyme : parler, bavarder
Tartışmak fiili, bir konu üzerinde görüşmek, konuşmak ya da gerçekleşecek bir sohbetin arkadaşça olduğu anlamına gelmektedir.
- Un groupe d’hommes d’affaires se sont réunis pour discuter des idées. (Bir grup iş adamı fikirleri tartışmak için bir araya geldi.)
- Le président Emmanuel Macron a déclaré être prêt à discuter avec les syndicats sur des questions liées au travail. (Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron sendikalarla çalışma meselelerini görüşmeye hazır olduğunu söyledi.)
- Nous allons discuter comment nous pouvons faire progresser nos relations avec eux. (Onlarla ilişkimizi nasıl ilerletebileceğimizi tartışacağız.)
Yazar hakkında