Aylık arşiv Mart 14, 2021

Günün Bilgisi: en/à + moyens de transport

Herhangi bir araçla seyahat ettiğimizi belirtmek için en ve à edatları kullanılmaktadır. Burada bazı kurallara dikkat etmek gerekmektedir:

  • İçine oturup yerleşeceğimiz bir araçtan bahsediyorsak “en” edatı kullanılır. Örneğin;

La voiture

Le bateau

Le taxi

Le bus

Le tramway

Le métro

Le train

L’avion

La montgolfière

Le traîneau / La luge

♥ Elle voudrait voyager en bateau.  (O gemiyle seyahat etmek istiyor.)

Je vais au travail en bus. (İşe otobüsle gidiyorum.)

Nous n’avons pas survolé la Cappadoce en montgolfière (ballon) ! Car le prix d’une heure de vol est trop élevé. (Kapadokya üzerinde balon ile uçmadık! Çünkü bir saatlik uçuşun fiyatı çok yüksek.)

J’arrive demain en train. (Yarın trenle geliyorum.)

 

  • Genellikle kendimizin kontrol ettiği bir araca ya da bir hayvana biniyorsak “à” edatı kullanılır. Örneğin;

Le vélo

La moto

Le ski

Le scooter

La trottinette

Le cheval

L’âne

Le pied

Vous adorez monter à cheval ? (Siz ata binmeyi sever misiniz?)

Elle organise des journées de randonnée à dos d’âne. (O, eşek üstünde gezi günleri düzenliyor.)

Quels sont les bienfaits de la marche à pied ? (Yürümenin faydaları nelerdir?)

J’y vais à vélo. (Oraya bisikletle gidiyorum.)

Attention: Bazı ulaşım araçları için hem “à” hem de “en” edatı kullanılmaktadır. Ama bu araçlarda Fransız Akademisi “à” edatı kullanımını tercih etmektedir.

à/en vélo

à/en moto

à/en mobylette

à/en ski

à/en patins

Günün Bilgisi: Verlan nedir?

Le verlan, kelimenin içindeki hecelerin ters çevrilmesiyle oluşan bir argo çeşididir. “Verlan” teriminin kendisi de bu ilkeye göre oluşturulmuş bir kelimedir:  à l’envers (tersine) kelimesinde hecelerin yerleri değiştirildiğinde ortaya verlan kelimesi çıkıyor. Başlangıçta, kendi aralarında gizli bir kod oluşturmak amacıyla kullanıldığı söyleniyor. Daha sonra sokaktan radyoya, sonra da radyodan mevcut dile geçerek popüler hale gelmiştir. Özellikle rap kültürüyle daha da yaygınlaşmıştır. Belirli banliyölerde ve genç nesiller arasında kullanılan argonun popüler bir parçası olmuştur. Bu yolla oluşturulan sözcüklerin bazıları günlük konuşmaya fazlasıyla geçse de diğerleri hala kaba (vulgaire) ya da fazla samimi (familier) kullanım şekli olarak kabul edilmektedir. Bu kelimeleri kullanırken bulunduğumuz ortama ya da kişilere dikkat etmemizde fayda vardır.

ouf = fou (un truc de ouf !)

keum = mec

Bir önceki yazıda ouf kelimesinin anlamı ve kullanım yerlerinden bahsetmiştim. “Ouf” kelimesini ters çevirirseniz, “fou” kelimesi bulduğumuzu görürsünüz.

  • Keum j’ai un truc de ouf à te dire. Genre tu vas halluciner !

(Mon ami, j’ai quelque chose d’extraordinaire à te raconter. Tu ne vas pas me croire.)

(Adamım, sana söylemem gereken olağanüstü bir şey var. Bana inanmayacaksın.)

Başka bir örnek olarak, tuhaf anlamında kullanılan “bizarre” demek yerine “zarbi” diyorlar.

  • C’était une expérience assez zarbi. (Oldukça tuhaf bir deneyimdi.)

méchant = chanmé

Chanmé est utilisé pour décrire quelque chose qui est génial !

(Chanmé, harika olan bir şeyi tanımlamak için kullanılır!)

  • Ça va être chanmé les gars ! (Bu harika olacak adamım.)
  • C’est un de mes préférés, il est chanmé. (Bu benim tercihlerimden biri. O müthiş.)
  • Le clip, il est chanmé. (Klip müthiş.)

femme = meuf

  • Fais ta vie meuf ! Chaque femme doit avoir le droit de décider de ce qu’elle veut faire. (Kendi hayatını kur kızım! Her kadın ne yapmak istediğine karar verme hakkına sahip olmalıdır.)
  • Je suis la meuf la plus heureuse du monde. (Dünyanın en mutlu kadınıyım.)

louche (bizarre) = chelou

  • Vous aimez les trucs chelou. (Siz tuhaf şeyleri sever misiniz?)
  • C’est chelou. (Bu tuhaf.)

lourd = relou

  • C’est relou de devoir répondre plusieurs fois à la même question. (Aynı soruyu birkaç kez cevaplamak zorunda olmak can sıkıcı.)

fête = teuf

  • J’ai fait la teuf toute la nuit. (Bütün gece parti yaptım.)

 

Français standard

Argot français

Vas-y Zyva
Énervé Vénère
Fête Teuf
Femme Meuf
Moche Cheum
Mère Reum
Louche Chelou
Policier= Flic Keuf
Mec Keum
Lourd Relou
Tomber Béton
Musique zicmu/ zic
Choper(attraper) Pécho
Pourri Ripou
Blouson Zomblou

 

 

Günün ifadesi: C’est ouf ! / Un truc de ouf !

Ouf” kelimesi “verlan” adı verilen özel bir argo türü içindedir. ‘Verlan’ ne anlama geldiğini bir sonraki yazımda okuyabilirsiniz. Bu kelime çılgın, şaşırtıcı, müthiş gibi anlamlarda kullanılır. Türkçede sokak dilinde düşünürsek, vay be diye de çevirebiliriz. Gençler arasında sıklıkla kullanılan bir kelimedir. Ama son dönemlerde herkes tarafından kullanılan oldukça popüler bir kelime haline gelmiştir. “Ouf” kelimesinin eş anlamlısı “dingue” diyebiliriz. Hem isim hem de sıfat olarak kullanılır. Bir durumu, olayı, kişiyi, yeri belirtmede kullanılabilir. Genellikle cümle içinde olumlu bir anlam taşır. Ama olumsuz bir durumu belirtmede de kullanılabilir.

C’est fou !

C’est ouf ! (Familier – C’est du verlan)

♣ Le premier oscar de Leonardo Dicaprio est de 2016. Il n’en a jamais eu avant ! Et ça c’est ouf.

(Leonardo Dicaprio’nun ilk Oscar’ı 2016 yılındaydı. Daha önce hiç Oscar almamıştı! Bu çılgınca.)

♣ Balzac a créé une œuvre qui s’appelle la Comédie Humaine, et qui regroupe près de 100 romans et nouvelles, tous indépendants, qui racontent l’histoire de milliers de personnages ! C’est ouf, parce que ça permet de dresser un tableau complet de la France  du début du 19e siècle.

(Balzac, her biri birbirinden bağımsız, yaklaşık 100 roman ve kısa hikayeyi bir araya getiren ve binlerce karakterin hikayesini anlatan İnsan Komedisi adlı bir eser oluşturdu! Bu müthiş, çünkü 19. yüzyılın başında Fransa’nın tam bir resmini çizmesini sağlıyor.)

 

Un truc de ouf

Bu kalıp da oldukça sık kullanılmaktadır. Yine aynı anlama gelmektedir.

Un truc : chose

Ouf : fou

♣ J’ai trouvé l’avion, il est juste là, c’est un truc de ouf regardez ça !

(Uçağı buldum, tam şurada, şuna bak çılgınca bir şey!)

♣ Ce masque ? Honnêtement, ça marche, c’est un truc de ouf, c’est un truc de fou.

(Bu maske mi? Dürüst olmak gerekirse işe yarıyor, çılgınca bir şey, bu çılgınca bir şey.)

♣ Mia allume la caméra tout de suite, j’ai découvert un truc de ouf! il faut qu’on fasse une vidéo maintenant !

(Mia hemen kamerayı aç, inanılmaz bir şey keşfettim! Hemen bir video yapmamız gerek!)

♣ Oh là là ! Qu’il est super bon le gâteau. Oh, c’est un truc de ouf.

(Ne harika bir pasta. Vay be, müthiş bir şey.)

♣ C‘était une idée de ouf.

(Çılgınca bir fikirdi.)

error: İçerik Kopyalanamaz!