- Sens propre (gerçek anlamda)
➡️Une rame: Kürek
➡️Ramer: Kürek çekmek
- Il va traverser l’Atlantique à la rame. (Atlantik’i kürek çekerek geçecek.)
- Paul rame sur le fleuve avec ses amis. (Paul nehirde arkadaşlarıyla kürek çekiyor.)
- Sens figuré (mecaz anlamda)
Galérer, avoir du mal, avoir des difficultés
➡️Une rame: Bir dizi vagon, yani bir tren seti
➡️Ramer: zorlanmak, yavaş ilerlemek
“Ramer” kelimesi günlük hayatta sıkça kullanılmakla birlikte, bazen bir durumu ya da kişinin çabalarını yavaş ve zor bir şekilde yapmasını anlatmak için de kullanılır. Yani, hem “zorlanmak” hem de “çok yavaş gitmek” anlamlarına gelir.
- Je rame en maths. (Zorlanıyorum.)
- On rame depuis des semaines sur ce projet. (Haftalardır bu projede debelenip duruyoruz.)
- Il rame pour expliquer son idée clairement. (Fikrini açıkça anlatmakta zorlanıyor.)
- Une rame de métro arrive à la station. (Bir metro treni istasyona geliyor.)
🛠 Bu anlam, lokomotifsiz, birlikte hareket eden metro vagonlarını ifade eder.
– T’as fini ton exposé pour demain ?
– Pff… je rame grave ! Mon cerveau rame aussi… mais on va y arriver ! 😅💪
– Yarınki sunumunu bitirdin mi?
– Off… fena halde zorlanıyorum! Beynim de yavaş ilerliyor… ama başaracağız!

Galérer fiilinin detaylı açıklaması için tıkla.