
“C’est (la) galère” ya da “quelle galère” ifadeleri Fransızlar tarafından kullanılan samimi (familier) ifadelerdir. Kelime anlamına bakılarak ifadenin nasıl oluştuğunu anlamak daha kolay olacaktır.
“Une galère” kadırga anlamına gelen eski bir denizcilik kelimesidir. Kadırgalar hem yelkenle hem de kürekle yol alan savaş gemileridir. Kadırgalarda, kürek çekmeye zorlanan suçlular, yani kadırga köleleri (des galériens) vardır. Kürek çekmek oldukça zahmetli ve zor bir iş olduğundan, bu iş ceza olarak suçlulara verilir.
Très utilisé dans le langage familier
✅ “Galérer” fiil anlamı olarak mücadele etmek, zor zamanlar geçirmek veya güçlük çekmek anlamlarına gelmektedir. Hem fiil olarak (galérer) hem de isim gibi (la galère) kullanılabilir.
- Je galère à apprendre le français. (Fransızca öğrenmekte zorlanıyorum.)
- Elle galère à trouver un job. (İş bulmakta zorlanıyor.)
- La galère continue pour certains étudiants. (Bazı öğrenciler için mücadele devam ediyor.)
- Nous sommes tous dans la même galère. (Hepimiz aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. / Aynı gemideyiz.)
- Après une année de galère, ils partent enfin en vacances. (Zor bir yılın sonunda, nihayet tatile çıkıyorlar.)
- On est dans la galère, on a des difficultés financières ! (Sıkıntıdayız, maddi zorluklar yaşıyoruz!)
✅ Fransızcada kullanılan “c’est (la) galère” ifadesi; zor, can sıkıcı, zahmetli ve güç bir durumu ifade etmek için kullanılır.
C’est une situation délicate, difficile, pénible, complexe.
- Je travaille douze heures par jour dans des conditions difficiles. C’est très fatigant. C’est (la) galère.
Bu durumun zorluğunu ya da can sıkıcılığını belirtmek için “c’est (la) galère” ifadesi kullanılmıştır.
- Elle a quitté son emploi et elle essaie de trouver de l’emploi. Mais c’est (la) galère pour ma copine. (O, işinden ayrıldı ve iş bulmaya çalışıyor. Ama bu, kız arkadaşım için zor bir durum.)
📌Aynı ifadenin zamana göre çekimleri şu şekildedir:
Geçmişteki bir durumdan bahsederken: “c’était la galère”
Gelecekteki bir durumdan bahsederken: “ça va être la galère”
- C’était la galère pour rentrer chez nous ! (Eve dönmek tam bir eziyetti!)
- C’était la galère, ce devoir ! (Bu ödev tam bir eziyetti!)
- 3 examens en deux jours ? Ça va être galère… (İki günde üç sınav mı? Çok zor olacak…)
Bazı haber başlıklarından örnekler: