Bu zaman, Türkçedeki ‘duyulan geçmiş zaman (-mişti)’a karşılık gelir. Passé Composé ve Imparfait konuları iyi bilinirse, bu zamanın çekimlerinin yapılması da hiç zor olmayacaktır. Önce ‘avoir’ veya ‘être’ fiilinin Imparfait hali çekimlenir, ardından asıl fiilin Participe Passé hali kullanılır.
IMPARFAIT[avoir]/[être] + PARTICIPE PASSÉ
AVOİR | ÊTRE | ||
Je/J’ | avais | étais | participe passé |
Tu | avais | étais | |
Elle/Il | avait | était | |
Nous | avions | étions | |
Vous | aviez | étiez | |
Ils/Elles | avaient | étaient |
Avoir ou être?
naître/mourir, aller/venir, monter/descendre, arriver/partir, entrer/sortir, rester, retourner/rentrer, tomber
♥ J’étais parti(e) en vacances en France. (Fransa’ya tatile gitmiştim.)
♥ Elles s’étaient réveillées trop tôt pour être à l’heure en cours. (Zamanında olmak için çok erken uyanmışlardı.)
♥ Je n’avais pas encore fini mon roman quand vous avez téléphoné. (Siz telefon ettiğinizde ben henüz romanımı bitirmemiştim.)
♥ J’avais fait un gâteau pour le dîner mais je l’ai fait tomber. (Akşam yemeği için pasta yapmıştım ama onu düşürdüm.)
♥ Quand je suis arrivé à l’école, les cours avaient déjà commencé. (Okula vardığımda dersler çoktan başlamıştı.)
♥ Il était parti à six heures du matin. (Sabahın altısında çıkmıştı.)
♥ Ils s’étaient promené dans le fôret. (Onlar ormanda dolaşmışlardı.)
♥ Avais-tu sorti les carottes du frigo hier soir? (Dün akşam buz dolabından havuçları çıkarmışmıydın.)
Ayrıca koşullu ifadelerde, varsayımsal durumlarda ya da sitem veya pişmanlık belirtirken kullanılır.
♥ Ah si vous m’aviez écouté! (Siz beni dinlemiş olsaydınız!..)
♥ Si vous aviez téléphoné, j’aurais préparé le repas. (Telefon etmiş olsaydınız, yemeği hazırlamış olurdum.)
Attention:
(re)monter, (re)descendre, (r)entrer, (re)sortir, retourner, (re)passer fiilleri nesne (COD) alırsa ‘avoir’ yardımcı fiile göre çekimlenir. Fiillerde anlam kayması olmaktadır. Aşağıdaki tabloda örnekler yer almaktadır.