Synonymes : avoir de la rancune, avoir un sentiment malveillant contre quelqu’un, lui reprocher quelque chose
“En vouloir à quelqu’un” ifadesi birine kızgın olmak ya da birini suçlamak anlamına gelmektedir.
- J’en veux à ma sœur. (Kız kardeşime kızgınım.)
- Non, je t’en veux (Hayır sana hala kızgınım.)
- Tu m’en veux ? (Sen bana kızgın mısın?)
- Elle a le droit de m’en vouloir. (Bana kızmaya hakkı var.)
Kişinin neye kızgın olduğunu belirtmek için “de” edatıyla bağlanır. “De” edatından sonra bir fiil gelirse “infinitif passé (avoir/être + participe passé)” ile yapılır.
- Elle en veut à son mari d’avoir oublié son anniversaire. (Doğum gününü unuttuğu için kocasına kızgındır.)
- J’en veux beaucoup à mon copain d’être arrivé en retard à notre rendez-vous. (Erkek arkadaşıma randevumuza geç kaldığı için çok kızgınım.)
- Le musé en veulent à la petite fille d’avoir cassé un vase vieux de 2 000 ans. (Müze, 2000 yıllık bir vazoyu kırdığı için küçük kıza kızgın.)
- Je lui en veux de m’avoir brisé le cœur. (Kalbimi kırdığı için onu suçluyorum.)
Not: Cümle içinde parçasal tanımlılıkla karıştırılmamalıdır. Genellikle sayılamayan, belirsizlik belirten gıda, içeçek veya soyut isimlerin önünde, parçasal tanımlık kullanılır.
- Tu veux du sel dans la soupe ? Tu en veux dans la soupe ?
- Les épinards ! Beurk, je n’en veux pas ! (Ispanak mı! Iyyy, ondan istemiyorum!)
- J’en veux encore un ! (Bir tane daha istiyorum!)
Yazar hakkında