Jour et journée
➜LE JOUR : Bir gün 24 saatlik bir süredir. Zamanın bir belirli anı veya bir günü ifade eder.
Attention: Bir günde(un jour), bir gündüz (une journée), bir akşam(une soirée) ve bir gece(une nuit) vardır.
- Il y a sept jours dans une semaine. (Haftada yedi gün vardır.)
- Ça fait 2 jours que nous attendons sa réponse. (İki gündür cevabını bekliyoruz.)
- Nous partirons dans trois jours. (Üç gün içinde yola çıkacağız.)
- Chaque jour, il y a quelque chose de nouveau à apprendre. (Her gün öğrenilecek yeni bir şey var.)
- Je viendrai demain, c’est un grand jour pour moi. (Yarın geleceğim, bu benim için büyük bir gün.)
Pour la fréquence:
- Ils font du yoga deux jours par semaine. (Haftada iki gün yoga yapıyorlar.)
- Je bois du café deux fois par jour. (Günde iki kez kahve içiyorum.)
- Nous mangeons au restaurant un jour par semaine. (Haftada bir gün restoranda yemek yiyoruz.)
Avec tous les:
- Elle fait du jogging tous les jours. (Her gün koşuyor.)
➜ LA JOURNÉE : Zamanın içindeki deneyim veya süreç üzerine odaklanır.
- Je vous souhaite une bonne journée. (Size iyi günler dilerim.)
- Il va pleuvoir toute la journée. (Bütün gün yağmur yağacak.)
- Nous avons prévu une réunion pour la journée de demain. (Yarınki gün için bir toplantı planladık.)
“Un jour”: Somut ve belirli bir gün ya da takvimde işaretlenmiş bir zamanı belirtir.
“Une journée”: Günün süresi boyunca yapılan aktiviteleri ya da olayların genel zaman dilimini ifade eder.
Matin et Matinée
➜ LE MATIN : Sabahın genel zamanına ya da belirli bir saate odaklanır.
- Le matin, je prends toujours un café avant de commencer ma journée. (Sabahları, güne başlamadan önce her zaman bir kahve içerim.)
- Tous les matins, elle lit le journal. (Her sabah gazete okur.)
- Le matin, il y a souvent beaucoup de circulation. (Sabahları genellikle çok trafik olur.)
- Il a travaillé hier matin. (Dün sabah çalıştı.)
- Chaque matin, je bois un verre d’eau. (Her sabah,bir bardak su içerim.)
- Quelques matins, je préfère rester au lit plus longtemps. (Bazı sabahlar yatakta daha uzun kalmayı tercih ederim.)
➜ LA MATINÉE : Süreç vurgulanır. Sabahın tamamını, yani sabah boyunca geçen zamanı ifade eder.
- Ils ont travaillé toute la matinée sur ce projet. (Bu proje üzerinde tüm sabah çalıştılar.)
- Je vais chez le médecin dans la matinée. (Sabah saatlerinde doktora gideceğim.)
- Quelle matinée horrible ! (Ne korkunç sabah !)
Soir et Soirée
➜ LE SOIR : Bir eylemin tam olarak gerçekleştiği anı belirler.
- Je regarde la télévision le soir. (Akşamları televizyon izlerim.)
- Nous dînons ensemble tous les soirs. (Her akşam birlikte akşam yemeği yeriz.)
- Paul viendra ce soir. (Paul bu akşam gelecek.)
- Je vais au concert lundi soir.(Pazartesi akşamı konsere gidiyorum.)
- Il est six heures du soir. (Saat akşam altıdır.)
- On reste à la plage du matin au soir. (Sabahtan akşama kadar plajda kalıyoruz.)
➜ LA SOIRÉE : Süreç vurgulanır.
- Il a passé toute la soirée devant la télé ! (Tüm akşamını televizyonun önünde geçirdi.)
- Ils arriveront dans la soirée de lundi. (Onlar pazartesi akşamı saatlerinde gelecekler.)
- Quelle soirée! (Ne akşamdı!)
- Nous allons au cinéma ce soir pour une soirée tranquille. (Bu akşam sakin bir akşam için sinemaya gidiyoruz.)
- C’est une magnifique soirée ! (Harika bir akşam!)
Attention: La soirée klimesinin “parti” anlamı da vardır.
- Nous avons organisé une soirée pour son anniversaire. (Onun doğum günü için bir parti düzenledik.)
- Nous allons à la soirée dimanche soir pour une soirée amusante. (Pazar akşamı eğelenceli bir akşam için bir etkinliğe gideceğiz.)
Özetle:
Matin, soir, ve jour: Belirli zaman dilimlerini ifade eder. Bir eylemin tam olarak gerçekleştiği anı belirler.
Matinée, soirée, ve journée: Sürekliliği veya o zaman dilimi içindeki deneyimleri ifade eder, daha genel ve geniş zaman dilimlerini kapsar.
- J’arriverai dans la soirée. (Akşam saatlerinde, geniş bir zaman dilimini kapsar.)
- J’arriverai ce soir. (O günün akşamını net bir şekilde belirtir.)
Yazar hakkında