Günün Bilgisi: emmener ou amener, apporter ou emporter ?

Günün Bilgisi: emmener ou amener, apporter ou emporter ?

Emmener ou Amener :

Bu iki fiil de “mener” fiilinden türemiştir. Anlam olarak birbirlerine oldukça yakındır.  Canlı varlıklarla veya taşınamayan nesnelerle birlikte kullanılırlar. Ama bu iki fiilin arasında küçük bir fark vardır.

Emmener : getirmek, götürmek
 
 
Synonymes : conduire – mener – transporter – accompagner
  • J’emmène les enfants au théâtre.

(Çocukları tiyatroya götürüyorum.)

Bu cümleden, evden çocuklarla birlikte ayrıldığım ve tiyatro izlemek için onlarla birlikte orada kaldığım, anlamı çıkıyor.

  • Plusieurs études montrent, les employés qui emmènent leur chien au bureau sont moins stressés.

(Birçok araştırma, köpeklerini ofise götüren çalışanların daha az stresli olduğunu gösteriyor.)

Bu cümleden, işe kendileriyle birlikte köpeklerini de götürdükleri, anlamı çıkıyor.

  • Aujourd’hui, c’est son anniversaire. Il emmènera sa copine au restaurant.

(Bugün onun doğum günü. Kız arkadaşını restorana götürecek.)

 

Amener : getirmek, götürmek
 
 
Synonymes : conduire – transporter – faire venir – pousser – avoir pour conséquence – causer
  • J’amène mes enfants au théâtre.

(Çocukları tiyatroya götürüyorum.)

Bu cümleden, çocukları sinemaya götürüyorum ancak onları bırakıp oradan ayrılıyorum, anlamı çıkıyor.

  • Cette voiture vous amène à la station que vous avez demandée.

(Bu araba sizi istediğiniz istasyona götürür.)

  • J’amène la voiture au garage.

(Arabayı tamirciye götürüyorum.)

  • Qu’est-ce qui vous amène ici ?

(Sizi buraya getiren nedir?)

  • Je t’amène à ton rendez-vous en voiture.

(Toplantına seni arabayla götürürüm.)

  • La crise économique a amené des problèmes sociaux.

(Ekonomik kriz sosyal sorunları da beraberinde getirmiştir.)

 

Ramener : geri getirmek, geri götürmek
 
 
Synonymes : amener – emmener de nouveau (une seconde fois, encore une fois)
  • Elle a ramené son enfant chez le médecin car il est retombé malade.

(Tekrar hastalandığı için çocuğunu doktora geri getirdi.)

 

Apporter ou Emporter :

Bu iki fiil “porter” fiilinden türemiştir. Yanınızda taşıyabileceğiniz nesneler için kullanılır.

Apporter : getirmek

 

 

  • J’apporte le roman à mon amie.

(Romanı arkadaşıma getireceğim.)

Bu cümle, arkadaşıma romanı götürüp ona bıraktığım anlamı taşır.

  • Apportez-le-moi.

(Onu bana getir.)

  • Tu peux m’apporter mes lunettes ?

(Bana gözlüklerimi getirebilir misin?)

  • C’était l’anniversaire de Lila, j’ai apporté un gâteau à la fête.

(Lila’nın doğum günüydü, partiye pasta getirdim.)

 

Emporter : götürmek, yanına almak

 

 

  • J’emporte un parapluie.

(Şemsiye götürüyorum.)

  • Vous faites des plats à emporter ?

(Paket servisi yapıyor musunuz?)

  • J’emporte toujours de la crème solaire quand je vais à la plage.

(Sahile gittiğimde her zaman güneş kremi alırım.)

  • Voici ce qu’il faut emporter pour être belle en vacances.

(İşte tatilde iyi görünmek için götürmeniz gerekenler.)

Yazar hakkında

Lale administrator

Bir cevap yazın

error: İçerik Kopyalanamaz!