en (-de, içinde): Durée pour accomplir. Le verbe est au présent, au passé ou au futur. Durée nécessaire pour accomplir une action. (Şimdiki, geçmişteki ya da gelecekteki bir eylemin tamamlanması esnasındaki süreyi bildirmek için kullanılır. Aylarda, yıllarda, mevsimlerde (ilkbahar hariç) bu edat kullanılır.)
♥ Elle a fait l’exercise en 10 minutes. (O, alıştırmayı 10 dakika içinde yaptı.)
♥ Je vais à l’école en une demi-heure. (Ben okula yarım saatte gidiyorum.)
♥ Nous avons appris à parler français en 8 mois. (8 ayda Fransızca konuşmayı öğrendik.)
♥ Pourquoi il fait plus froid en hiver? (Kışın hava neden bu kadar soğuk?)
♥ Le Mur de Berlin a été construit en 1961. (Berlin duvarı 1961 yılında inşa edildi.)
dans (-de, içinde): Indique un moment dans le futur. Le verbe est au futur ou au présent. (Gelecekteki bir süreci belirtir. Fiil futur veya présent’ta olabilir.)
♥ Le train arrivera dans une heure. (Tren bir saat içinde gelecek.)
♥ Le cours commence dans trente minutes. (Ders 30 dakika içinde başlıyor.)
♥ Je serai à Paris dans trois heures. (Üç saat içinde Paris’te olacağım.)
depuis (itibaren, -den beri, -dir): Continuité: Au moment où on parle, l’action – ou ses effets – continuent. (Süreklilik bildirir. Eylemden bahsedilirken, eylem -veya etkileri- devam ediyordur.)
♥ J’étudie le français depuis quatre mois. (Dört aydır Fransızca çalışıyorum.)
♥ Elle m’attend depuis deux heures. (İki saattir beni bekliyor.)
♥ Je suis marié depuis 1993. (1993’ten beri evliyim.)
pendant – durant (esnasında, sırasında, boyunca): Durée limitée, au moment où on parle, l’action est achevée. On parle d’une situation générale, habituelle. (Tamamlanmış bir olaydan veya sınırlı bir süre içerisindeki olağan durumlardan veya alışkanlıklardan bahsedilirken kullanılır.)
♥ Je me suis ennuyé pendant le cours de maths. (Matematik dersi boyunca sıkıldım.)
♥ Vous avez vécu en Turquie pendant cinq ans? (Türkiye’de 5 yıl mı yaşadın?)
♥ Je vais rester en France pendant deux semaines. (Fransa’da iki hafta kalacağım.)
♥ Ce médicament se prend pendant les repas. (Bu ilaç yemek sırasında alınır.)
♥ Tous les soirs, ils se téléphonent pendant une heure. (Her akşam 1 saat telefonlaşırlar.)
♥ Il court durant une heure tous les matins. (Her sabah bir saatliğine koşuyor.)
pour (için, -liğine): Indique la durée d’une action incomplète au moment où on parle. Exprime une durée qui se passe dans le futur par rapport au moment cité. (Gelecekteki bir süreci ifade etmek için kullanılır.)
♥ Je pars pour quelques semaines. (Birkaç haftalığına uzaklaşıyorum.)
♥ ll faut que je réserve une chambre pour deux nuits. (İki gece için oda ayırtmalıyım.)
♥ Mes parents vont aller en Italie pour dix jours. (Ailem on günlüğüne İtalya’ya gidecek.)
ça fait …. que / il y a …. que (-den beri, -dir):
♥ Ça fait trois ans que j’habite à Paris. / J’habite à Paris depuis trois ans. (Üç yıldır Paris’te yaşıyorum.)
♥ Ça fait trois mois que ce magasin est ouvert. (Bu mağaza üç aydır açık.)
♥ Il y a dix ans que nous vivons ensemble. (On yıldır birlikte yaşıyoruz.)
♥ Ça fait longtemps qu’on ne s’est pas vus. (Uzun zamandır birbirimizi görmedik.)
il y a (önce):
♥ Vous avez déménagé il y a deux mois? (İki ay önce mi taşındın?)
♥ Je l’ai vu il y a 5 mois. (Ben onu 5 ay önce gördüm.)
à partir de (den itibaren, -den başlayarak):
♥ À partir du 5 septembre,le magasin sera ouverte! (Mağaza 5 Eylül’den itibaren açık olacak!)
♥ À partir de maintenant, je pense à moi! (Bundan sonra kendimi düşünüyorum!)