Les Pronoms Réfléchis (Dönüşlü – İşteş Zamirler)

LES PRONOMS RÉFLÉCHIS (DÖNÜŞLÜ – İŞTEŞ ZAMİRLER)

Pronoms personnels Pronoms réfléchis
Je me / m’
Tu te / t’
Il / Elle / On se / s’
Nous nous
Vous vous
Ils / Elles se / s’

 

Fransızcada bazı fiiller, eyleme dönüşlülük ve işteşlik katan “se” reflektif zamiriyle birlikte kullanılır. Cümle içinde, “se”den hemen sonra fiil gelir, dolayısıyla bu fiilleri direkt “se” ile birlikte öğrenmek daha faydalı olacaktır. Cümledeki esas zamirin çekimine “se” zamiri de uyum sağlamak zorundadır. Dönüşlülük zamiri her zaman fiilin öznesiyle aynı kişidir.

se coiffer: saçını yapmak

  • Je me coiffe chaque matin. (Her sabah saçımı yaparım.)

 “Se coiffer” fiili dönüşlü (verbe pronominal) bir fiildir. Yukarıdaki cümlede “je” öznesi, “me” zamiri ile aynı kişidir. Bu zamir bu nedenle dönüşlüdür. Yani bu zamire “pronom réfléchi” denir. 

 

 

  • Le sens de soi-même. (Bu zamirler fiillerle birlikte kullanıldıklarında, öznenin işi kendi kendine yaptığını belirtir.)

 Je me regarde dans le miroir. (Aynada kendime bakıyorum.)

 Je me demande si je suis belle. (Güzel olup olmadığımı kendi kendime soruyorum.)

 

  • Des verbes pronominaux de sens réfléchi. (se laver, se doucher, se lever, s’habiller, se brosser, se promener… gibi fiillerde dönüşlülük bildirir.)

 Je me lave le matin. (Sabahları yıkanırım.) ( se laver: yıkanmak)

 Tu te prépares pour l’école. (Sen okul için hazırlanıyorsun.) ( se préparer: hazırlanmak)

 

  • Des verbes pronominaux de sens réciproque. (s‘écrire (yazışmak), se sourire (gülüşmek), s’embrasser (öpüşmek), se disputer (tartışmak), se battre (dövüşmek)… gibi fiillerde karşılıklılık anlamı verir.)

 Elles se téléphonent souvent. (Sıklıkla telefonlaşırlar.) ( se téléphoner: telefonlaşmak)

 Leman et sa soeur se battent parfois. (Leman ve kız kardeşi bazen birbirleriyle kavga ederler.) ( se battre: kavga etmek)

 

  • Des verbes pronominaux de sens passif. (Pasif anlam verebilir.)

 Cette année, les jupes se portent longues. (Bu yıl etekler uzun giyilir.) ( porter: giymek)

 La soupe se mange chaude. (Çorba sıcak içilir.) ( manger: yemek)

 

  • Les verbes essentiellement pronominaux. (s’exclamer , s’en aller, se souvenir de quelque chose, s’accroupir, se méfier de, se réfugier, s’abstenir, s’arroger, s’évanouir, s’évertuer, se désister, se repentir, s’abstenir de, s’écrier… gibi fiiller sadece “se” zamiri eşliğinde kullanılır, “se” zamirsiz halleri yoktur.)

 Ayşe se moque de sa soeur. (Ayşe kız kardeşiyle dalga geçiyor.)

 Je me souviens des jours heureux. (Mutlu günleri hatırlıyorum.)

 

  • Des verbes qui ont un sens différent à la forme pronominale. (Bazı fiiller “se” zamiriyle kullanıldıklarında anlamları tamamen değişir.)

 Ils s’entendent bien. (Onlar iyi anlaşıyor.) ( entendre: duymak, s’entendre: anlaşmak)

 Nous nous mettons à rire. (Gülmeye başlıyoruz.) ( mettre: koymak, se mettre à: başlamak)

error: İçerik Kopyalanamaz!