Trouver :
“Bulmak” anlamına gelmektedir. Bu fiilin kullanım yeri oldukça geniştir.
- Elle a trouvé une clé. (Bir anahtar buldu.)
- J’ai trouvé un emploi. (Bir iş buldum.)
- Nous avons trouvé un billet de dix euros par terre. (Yerde on euro bulduk.)
- Je trouve que tu as raison. (Seni haklı buluyorum.)
- Je trouve assez dégueulasse ce qu’on lui a fait. (Ona yapılan şeyi iğrenç buluyorum.)
- Je vous trouve très belle. (Sizi çok güzel buluyorum.)
- Je trouve ça génial. (Bunu harika buluyorum.)
Se trouver :
Bu fiil, “bulunmak” anlamında kullanılmaktadır.
- Où se trouve Madagascar exactement ? (Madagaskar tam olarak nerede bulunur?)
- La réponse se trouve dans la dernière ligne. (Cevap son satırda.)
- Quand j’étais petite, Je me trouvais moche, grosse, horrible. (Küçükken kendimi çirkin, şişman ve korkunç buluyordum.)
- On se trouve belles. (Kendimizi güzel buluyoruz.)
- À l’intérieur, le corridor mène vers une aire ouverte où se trouvent la cuisine, le salon et la salle à manger. Une impressionnante salle de lavage se trouve au rez-de-chaussée. (İçeride, koridor; mutfak, oturma odası ve yemek odasının bulunduğu açık bir alana açılıyor. Zemin katta etkileyici bir çamaşır odası yer almaktadır.)
Retrouver :
Bu fiil, “(tekrar) bulmak ya da buluşmak” anlamında kullanılmaktadır.
- La police a retrouvé sa voiture volée. (Polis, çalınan arabasını buldu.)
- Elle a été retrouvée le vendredi 10 juin dans une maison fermée à clé. (10 Haziran Cuma günü kilitli bir evde bulundu.)
- Je travaille dur pour retrouver mon meilleur niveau. (En iyi halime dönmek için çok çalışıyorum.)
- La perte de goût fait partie des symptômes fréquents du Covid-19. Près de la moitié des malades le retrouvent en moins de deux semaines. (Covid-19’un yaygın semptomlarından biri tat kaybıdır. Hastaların neredeyse yarısı, bu kaybı iki haftadan daha kısa sürede yeniden kazanır.)
- Ce soir, je retrouve mes amis au cinéma. (Bu akşam sinemada arkadaşlarımla buluşacağım.)
Se retrouver :
Bu fiil, “bulunmak, görüşmek” anlamlarında kullanılmaktadır.
- Après trois heures de marche, nous nous sommes retrouvés à notre point de départ. (Üç saatlik yürüyüşün ardından kendimizi başlangıç noktamızda bulduk.)
- Le conducteur a voulu éviter des animaux qui traversaient la route mais il s’est retrouvé dans le fossé. (Sürücü, yolun karşısına geçen hayvanlardan kaçınmak istedi fakat kendini hendekte buldu.)
- On se retrouvera ? (Biz buluşacağız mı?)
Si ça se trouve : eğer öyleyse, belki
- Si ça se trouve, il est en train de changer. (Öyleyse, o değişiyor.)
Yazar hakkında